21 Mart 2011 Pazartesi

Uzun Bir Tatil 5

Saint Girons Plage                                 24-07-2010

Yeni gün merhaba… Dinlenmiş bir şekilde güne başlıyoruz. Hazırlanıp yola çıkıyoruz. Bu bölgeden ayrılmadan önce büyük bir markette durup bir kaç şişe şarap alıyoruz. Bizim tercihimiz böyle alışveriş yapmak. Böylece hem fiyatı uygun oluyor, hemde gönlümüze göre şeçip beğenebiliyoruz. Markette iyi bir şişe şarabın fiyatı 4 ila 20 euro arasında değişiyor. Artık yönümüzü biraz daha güneye çeviriyoruz. Niyetimiz okyanus kıyısında sakince bir kamping bulmak. Hala Atlantik okyanusuna elimiz tam olarak değdiremedik. Fransanın batı kıyısında pek çok plaj mevcut. Kıyı kesimi nerdeyse tamamen ormanlık arazi olduğundan haliyle bu plajlara giden yolda tek. Önce Mimizan Plajında duruyoruz. Ama burası bizim pek hoşumuza gitmiyor. Çünkü oldukça kalabalık sakin değil. Başka plajlar denemeye karar veriyoruz yola devam. Plaj Du Cap de L’ Homy’ de sahile çok yakın kocaman bir belediye kampı görüyoruz. Hem sahile çok yakın, hemde ağaçlık. Ama burasıda tamamen dolu hiç yer yok. Devam…

Saint Girons plaja varıyoruz. Camping Campèole Les Tourterelles hem sahile yakın, hemde boş yer var. Burada iki gün konaklayacağız. Burada elektrik dahil toplam 2 gün için 64,28 euro ödüyoruz. Güneş temmuz ayı haliyle oldukça kuvvetli ama rüzgar da var. Serinletiyor.

Camping Campèole Les TourterellesKamp alanı oldukça büyük. Çevrede bir sürü çadır, karavan, bungalov… Ayrıca çocuklar ve büyükler için animasyonlar çocuk parkları, havuzlar, bar, fırın, krepçi, internet bağlantı yerleride mevcut. Bir nevi kulüp gibi. Bu kampingdeki tek zorluk kamp yaptığımız yerlerin biraz eğimli  ve kum olması. Zira yeni gelen arabalar yerleşirlerken bir hayli motorlarını zorluyabiliyorlar. Bizde olabildiğinde yatay konumda park etmeye çalışıyoruz elimizdeki olanaklarla. Camping Campèole Les Tourterelles

Denizi pardon okyanusu en sonunda görmeye gidiyoruz. Azgın beyaz dalgalar kıyıya ulaşıyor. Burada da gelgit her 6 saatte bir deniz seyiyesinin farkedilir derecede değişmesine sebeb oluyor.

 

 

 

Saint Girons Plage       Saint Girons Plage      

Kumsalın belli yerlerinden denize girilebiliyor . Güçlü sahil akıntısı nedeniyle bazı yerlerden denize girmek yasak. Sahil göz alabildiğine uzanıyor. Neredeyse bütün batı Fransa boyunca…

Saint Girons Plage     Sörfçüler amerikan filmlerindeki gibiler. Üstümüzü değiştirip bizde kendimizi kıyıdan kıyıdan sulara bırakıyoruz. Haliyle tam huyunu bilmediğimiz bir denizde açılmak pek te iyi bir fikir değil. Beyaz köpüklerle oynuyoruz.  Deniiz çekilme evresine girmiş.  Kıyıda bir sürü deniz kabuğu buluyoruz. Burası deniz kabuğu cenneti olsa gerek.

Kamp alanına dönerken sahilden biraz yürüyerek küçük alışveriş merkezine varıyoruz. Burada üç beş dükkan, bir market, beş altı restaurant ve lunaparklardaki gibi iki oyun standı var. Merkeze yakın yazlıklar ve 2 adette kamping bu küçük tatil merkezini tamamlıyan ögeler.  Camping Campèole Les Tourterelles

Duş alıp dinleniyoruz. Akşam yemeğinden sonra merekeze doğru tekrar bir yürüyüş yapıyoruz. Merhaba gece…

 

 

 

 

Saint Girons Plage       Saint Girons Plage

Saint Girons Plage’ da ikinci gün            25-07-2010

Saint Girons PlageSabah uyandığımızda bulutlu bir hava bizi karşılıyor. Sabah kahvaltısından sonra tekrar yüzmeye plaja iniyoruz. Ama güneş yok. Deniz sabaha karşı yine çekilmiş. Biz plaja indiğimizde tekrar sular yükselmeye geçmişti. Haliyle bulunduğumuz bölgede denize girmek yasaklanmış. Hoş zaten havada oldukça serin. Bizde sahilde oturup kamp alanındaki sürfçülerin çalışmalarını izliyoruz.

 

 Saint Girons Plage Saint Girons Plage

Saint Girons PlageSanıyoruz ki burada bir kaç günlük hada haftalık sürf kursları düzenliyorlar. Kamping de bir çok genç sürfcü gürmüştük zaten. Sadece valizlerini ve uyku tulumlarını alıp gelıyorlar. Çadırlar ve sürf tahtaları hazır onları bekliyor. Ayrıca bu kamp alanında da bır sürü hollandalı ve alman var. Sahilde bir süre etrafı seyrettikten sonra bizde kendi evımıze geri dönüyoruz. Havanın düzelmesi ise hayal olmuş.

 Saint Girons Plage

Bu akşam bir hovardalık yapıp yemeği dışerıda yemeğe karar veriyoruz. Fransız usulü midye yemek iştiyoruz. Güneşin batısınıda kaçırmamak için fotograf makinalarımızıda yanımıza alıyoruz.

Midyeleri burada önce marine edip pişirip sonra üzerine hazırladıkları Roquefort peyniri yada acılı yada körili sos ile servis ediyorlar. Yemede yanında yat, nefis.

 

moule au roquefort Moule au curry

Yemekten sonra bir ara yüzünü gösteren göneşin bize vedasını seyredip tekrar dinlenmek için evimize geri dönüyoruz. 

Saint Girons Plage Saint Girons Plage

 

Saint Girons Plage

10 Mart 2011 Perşembe

Uzun Bir Tatil 4

İşte Size Önümüzdeki  4 Günlük Rotamızin Özeti
Bordeaux                                                22-07-2010
Hava genen kapalı. Kahvaltımızı yapıp yola koyuluyoruz. Ilk durağımız herkesin meşhur şarapları ile bildiği Bordo (Bordeaux). Bordo şehir merkezine girince hemen görüleceği gibi oldukça eski bir şehir. Şehri neredeyse bir duvar gibi saran Place de la Bourse nehrin kenarına yakın. Nehrin kenarında vızır vızır çalışan bisiklet ve bir yürüyüş yolu mevcut.
Bordeaux   Şehrin diğer yakasını birleştiren tarihi köprü sanırız akşam daha bir romatik görünüyor. Ama ne yazıkki bizim o kadar vaktimiz yok.
 
 
 
Miroir d’eau des quais  



Arabamızı park edip şehri turlama başlıyoruz. Rue Saint- Catherine, Notre Dame kilisesi, Cathedrale Saint Andre, Saint Michel Bastiyası ve en güzeli ve keyiflisi Miroir d’eau des quais Borsa binasının karşısındaki şehrin yanısmasının görüldüğü sudan ayna. Evet özel bir havuz yapmışlar ama bu havuzun hiç derinliği yok ve özel yere gömülü fıskıyelerden önce buharı andıran bir su havuzu yaplıyor ve sonra şehrin yansımasını izliyorsunuz.
 
 
Bordeaux        Bordeaux
Bordeaux   Şehir merkezinde pek çok lüks mağaza mevcut. Şehrin geçtiğimiz bazı bölümleri çok güzel olmasına karşın belli bölümleride bir o kadar pis ve harabe. Arabamıza geri dönerken tesadüfen göçmenlerin dükkanlarının olduğu bir semtten geçiyoruz. Burada iki tane Türk marketi görüyoruz:) Ama içeri girmiyoruz.
 Bordeaux
İşte size Bordo (Bordeaux) dan bir tur :)  iyi seyirler….
Bordo hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenlere turizm ofisinin sitesi işte burada
Yola devam hedef Arcachon. Gözlerimiz yollardaki tabelalarda bir kamping arıyor. La hume’e yakın La  teste de Buch da bir tabela görüp hemen yolumuzu çeviriyoruz. Tabelada ATC Municipale yazıyor tabi önünden araba ile geçerken ne hızla okuna bilirse…
ATC yazısını görünce durup hemen resepsiyona gidiyoruz kampin dolu sadece ek bir park alanları varmış orada yer var diyorlar. Ee mecburen kabul edip ödememizi yapıyoruz. Ama işin acı yanı tam yerleşmek için arabaya dönerken yaklaşık 500m ilerdeki Municipal Camping yazısını ve kamping görünce yüzümüz düşüyor. Acele ile onu görmemişiz.
ATC ye 2 gün elektrik dahil 39,60 euro ödüyoruz. Municipale Camping yani belediyenın kampingi biraz daha pahalı ama çok daha konforlu ve denize nerdeyse sıfır gibi gözüküyor neyse balık kaçtı bir kere… Mayolarımızı giyip kendimizi denizin sularına bırakmaya karar veriyoruz. Plaja vardığımızda ise uzayıp giden sahili görünce denizin çekilme evresinde olduğunu anlıyoruz. Her yer balçık olmuş. Sahilde Kite Surf yani paraşüt sörfü yaparlarını seyredalıyoruz. Ziya yaptıkları iş pek kolay değil, ama oldukça zevkli gibi…
Arcachon
Geri dönüp duş alıp yemek hazırlıklarına başlıyoruz. Yemekten sonra havanında geç kararmasından (aşağı yukarı akşam10 gibi) faydalanarak bisikletlerimize atlayıp Arcachon’u gezmeye gidiyoruz. Arcachon’a giderken küçük balıkçı kasabalarından geçiyoruz. Küçük limanlara bağlanmış denizin çekilmesinden dolayı boynu bükük takalar çamura gömülmüş bekliyorlar.
Arcachon basin     Arcachon basin
 
Şehir merkezi dışında bize tek katlı şirin yazlıklar eşlik ederken merkeze ulaştığımızda yazlıkların güzelliğini bozan apartmanlar bizi karşılıyor. Deniz kıyısında bu apartman duvarını görmek keyfimizi biraz kaçırıyor. Akşam üstü keyfi yapmak için herkes sahil boyuna dökülmüş.  Plaj olabildiğine uzamış…
Arcachon basin     Arcachon basin
Hava iyice kararmadan kimi zaman varsa bisiklet yolundan, yoksada arabaların yanından ilerleyerek kamp alanımıza geri dönüyoruz.
İşte size başka bir gezi daha
Sonra gece saat 2 buçuğa kadar konuşan komşularımızdan sonra sabah saat 4 de gelen çöp kamyonundan ve sabah saat 9 da başlayan okula gelen çocuklardan ne kadar fırsat bulduysak uyuyoruz…
Arcachon                                               23-07-2010
Sabah en fazla 8 buçuğa kadar gürültülere dayanarak uyumayı becerdik. Bu kamp alanı gerçekten kötü. Gürültüden başka ayrıca tuvaletleride  pis. Bugünki planımız o yüzden bisikletlere atlayıp olabildiğince uzağa kaçmak.
Arcachon bike roadLa Dune Du Pyla bugünki hedefimiz. Doğal bir kum dağ yada küçük bir çöl. Yola çıkıyoruz. İlk başlarda bisiklet yolu boyunca tabelalar çok güzel yol tarif ediyorlar. Ama bir noktadan itibaren tabelalar birden kayboluyor ve hangi yöne döneceğini düşünmeye başlıyorsun… Yaklaşık 15 km lik bir yolculuk sonucu kum tepesine varıyorsunuz. Yol boyunca rüzgarda sağolsun karşıdan mualiflik etmekten geri kalmıyor. Ama enerjimiz taze, hafif yokuş ve rüzgar bizi hemen kesmiyor. Kum tepesi tam okyanusa karşı yaklaşık 4000 yıllık bir oluşum. Çevresi ormanlık ama sonradan anlıyoruzki fransızlar kendileri ağaçlandırmış bu alanı. Yoksa bu kumul alan yavaş yavaş  yayılıyormuş. Burası tam turıstlik bir yer. Araba araba, otobüs otobüs insan akın ediyor. Taa uzaklardan gelirken gördüğümüz kum tepelerinin üstü karıcalar gibi gezinen insanlarla dolu. Buraya araba ile gelenler park ücreti olarak 4 euro ödüyorlar. Bizim bisikletler içinde park yeri var. Ücretsiz.
La Dune Du Pyla  La Dune Du Pyla
 
La Dune Du Pyla     La Dune Du Pyla
 
La Dune Du PylaTepelere doğru yürürken yol boyu sıra sıra dizili hediyelik eşya ve restaurant dolu. Tırmanmak ücretsiz kimi direk kumların üzerinden kimide yapılmış merdivenleri kullanarak tırmanıyor. Tepeye ulaştığınızda manzara süper. Okyanus üzerinde koşturan bulutlar, bazılarıda oldukça siyah. Bizde bu kara bulutların birinin hışımından payımızı alıyoruz. İnişe geçiyoruz. Burada hava nede olsa oldukça değişken. Rüzgar daimi. İnişte yine merdivenleri kullanmadan bizde kendimizi aşağıya doğru salıyoruz. Bu sanki kar ayakkabıları ile dağdan inmek gibi. Kumlar kaymanızı engelliyor. Çok keyifli…
İşte La Dune Du Pyla hakkında daha çok bilgi edinmek işteyenlere bir kaynak
La Dune Du Pyla La Dune Du Pyla La Dune Du Pyla
La Dune Du Pyla    La Dune Du Pyla
La Dune Du Pyla
Bisikletlere atlayıp bu sefer yönümüzü Arcachon’a çeviriyoruz. Vardığımızda gördüğümüz manzara dünkünün tam tersi. Deniz yükselmiş dünkü o kocaman plajdan geriye eser kalmamış. Bütün tekneler sevinçle denizin içinde dans ediyorlar. Hem dünkü hemde bugünkü manzara süper. Birşeyler atıştırıp, kıyıda bir bankta taki gene kara bir bulut bizi ıslatana kadar dinleniyor ve etrafı seyrediyoruz.
Arcachon basin   Arcachon basin
  22 Temmuz 2010 La Hume                                    23 Temmuz 2010 La Hume
Arcachon basin
Artık geri dönüş vakti... Bugün toplamda 38 km yol yapmışız . Duş alıp dinlenmeye geçiyoruz. Gürültücü komşularımız gitmiş… Bu gece arabamızı tamamen kapatıp şöyle güzel bir uyku çekiyoruz ohh.
İşte size günün bir özeti iyi seyirler…