25 Ağustos 2010 Çarşamba

Uzun Bir Tatil 3

Sarlat- Gardonne-Sadirac                              19-07-2010

Sabah güneşle uyandık. Kahvaltımızı ettikten sonra eşyalarımızı topladık ve Dordogne nehrinde kano yapmak için yola koyulduk. Çevrede kano turları düzenleyen bir çok şirket var. Bizde topladığımız broşürlerden birini seçtik. Fiyatlar aşağı yukarı benzer. Explorando bizim seçtiğimiz şirket Grolejac kasabası yakınında büroları var. Size ihtiyaç duyacağınız herşeyi zaten onlar veriyor geriye sadece havlunuzu ve güneş kreminizi almanız yeterli.

2010-07-19_112932Yaklaşık saat 10 gibi Grolejac’ dan can yeleklerımizi giyerekten yola çıktık. Toplamda yaklaşık 20km yol alarak saat 15 gibi varış noktamız olan La Roque-Gageac’ a ulaşmıştık. Yol boyunca diğer kanolar nehir boyunca uzanan sahillerde mola verdiler biz ise sadece bir kere mola verdik. Ama yanımıza yiyecek birşeyler almayı düşünemediğimiz için öğle yemeğimizi ancak varış noktasında yiyebildik. Yol boyunca nehri bir çicek tarlasına dönüştüren su bitkileri ve masmavı yusufcuklar bize eşlik ettiler. Bu aktivite için ise şirkete toplam iki kişi için 36 euro ödedik. Kişi sayısı arttıkça bir miktar indirimleride oluyor. La Roque-Gageac’ a vardığımızda bizde birer sandiviç atıştırıp bizi başlangıç noktasına götürmek için gelecek şirketin servis aracını bekleme başladık. Gerçekten çok dakikler saat 15 den önce biz varış noktasına ulaşmıştık ve servis aracı bizi saat 15 de alacaktı tam saatinde oradaydı.

2010-07-19_113334 2010-07-19_134748 2010-07-19_140225 2010-07-19_144328 

Arabamızın yanına vardık ve yola devam ederek rotamızı St Emilion’ a çevirdik. Amacımız bu bölgede bir kamping bulup geceyi orada geçirmek idi.

Yol boyunca  mısır ve ayçiceği tarları, üzüm bağları (ee nede olsa bölge şarapları ile ünlü), orta çağdan kalma mimarisini kaybetmemiş kasabalar ve orta büyüklükte bir kaç şato görüyoruz. Sanıyoruz ki bazıları otel olarak hizmet vermekte ama uzaktan ne kadar görebilirsek tabiki… İşte bunlardan biri Bergerac yakınlarından.

2010-07-19_165229_DxO 2010-07-19_165656_DxO

2010-07-19_173138_DxO

Gardonne kasaba merkezinde gördümüz tabelaları takip ederek Camping Parc Servois’ e ulaşıyoruz. Hava oldukça sıcak. Kamping yine Dordogne nehrinin kıyısında, küçük ama oldukça sakin  ve ağaçların gölgelediği bir yer. Buraya iki kişi, kamping car, elektirik dahil bir günlük 11.35 euro ödüyoruz.

2010-07-19_190601_DxO 2010-07-20_100820_DxO

Yerleşip dinleniyoruz, akşam yemeğimizi yiyoruz. Yemekten sonra daha batıya yolculuk yaptığımız için uzayan günlerinde etkisi ile gün batımını nehrin kıyısındaki patikada kısa bir yürüyüş yaparak tamamlıyoruz. Sulak bir alan olunca haliyle birazda sivrisinek vardı ama biz tedbirlerimizi almıştık. Kurbağaların senfonileri ile bir günü daha bitiriyoruz.

İşte size üç günlük rotamızın özeti.


Visualizzazione ingrandita della mappa

Gardonne-St. Emillion-Sadirac                   20-07-2010

2010-07-20_113651_DxO 2010-07-20_120141_DxO

Uzun zamandan beridir ilk defa saat 10 kadar uyumuşuz. Ağaçların gölgesi hem serinliği bize güzel bir uyku çektirdi. Kahvaltımızı edip yola koyuluyoruz. St. Emillion küçük bir kasaba ve şarap bağları ve üreticileri dolu. Kasabada şarap mahsenleri ve satış yaptıkları dükkanlar mevcut. Bildiğimiz meşhur Bordo şaraplarının bölgesindeyiz. Tabi marketlerde özel olarak St. Emillion şaraplarınıda kendi isimleri ile bulabiliyorsunuz.

2010-07-20_120234_DxO 2010-07-20_121655_DxO

2010-07-20_121505_DxO 2010-07-20_121919_DxO 2010-07-20_122130_DxO

 

 

 

 

 

 

2010-07-20_122336_DxO

 

2010-07-20_125711_DxO 

2010-07-20_122439_DxO

 

 

 

 

 

 

2010-07-20_125338_DxOAmacımız yine bölgede bir kamping bularak bisiklet yollarından birinde turlamayı planlıyoruz. Bu yüzden Sadirac’ taki Camping Bel-Air’ de iki gün konaklamak üzere yerleşiyoruz. Oldukça geniş bir kamping bungalovlar, çadırlar ve karavanlar…. Banyosu oldukça yeni ve temiz bir kamping. Ayrıca bir havuzu ve restaurantıda var. Elektrik dahil buraya da iki günlük 33.80 euro ödüyoruz.

Şehir merkezine çok yakın değiliz ama kampinge gelmeden önce maretten alışverişimiz yapmıştık.

Yerleşip dinleniyor ve keyif moduna geçiyoruz.

2010-07-20_125955_DxO

Sadirac                                                             21-07-2010

Hava yağışlı güne yağmurla başladık. Yapmayı planlağımız bisiklet turunu iptal etmek zorunda kalıyoruz. Bütün gün boyunca yağan yağmur bizi yürüyen minik evimize mahküm etti.

İşte size Aquitaine’ daki bisiklet yollarının bir haritası.

http://www.tourisme-aquitaine.fr/upload/brochures/docs/carteCycloEN.pdf

ve işte Aquıtaine turizm ofisinin pek çok faydalı bilgiyi taşıyan sitesi sizler için…

http://www.tourisme-aquitaine.fr/en/

2010-07-21_161515_DxO

İki kafadar yağmurun dinmesini beklerken…

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Uzun Bir Tatil 2

Carsac, Domme, La Roque-Gageac, Sarlat,Dordogne                18-07-2010

 Les Acacias CampingYeni güneşli bir güne başlıyoruz. Les Acacias Camping’ de kalıyoruz, çok kalabalık, banyonun yakınında ancak bir yer bulabiliyoruz. Burada 2 gün konaklamaya karar verdik. Buraya iki kişi ve camping car için 35 euro ödüyoruz. Kampingin 2010-07-18_102857banyosu fena değil, ayrıca bir havuzuda var. Sabah  kahvaltısından sonra hazırlanıp bisikletlerimize (iki kafadara) atlıyoruz ve çevreyi keşfe çıkıyoruz. Kamping halen daha orjinalliğini kaybetmemiş küçücük bir kasabanın yanı başında  hemen. Bisiklet yolu da bu küçülk kasabanın biraz dışından başlıyor. Eskiden bir tren yolu olan bisiklet yolu ağaçlarla  çevrili. Yolumuzun üzerinde Carsac isimli başka bir kasabacık var 2010-07-19_101628_DxObu doğrultuda bisiklet yolu sadece iniş nerdeyse hiç pedal çevirmemiz gerekmiyor. Carsac’ da pazar kurulmuş küçük bir pazar çevre haklı günlük alışverişlerini yapıyorlar tabi bizim gibi turistlerde yok değil. Rotamızın  üzerinde Domme var. Biraz yokuş tırmanarak eski kalenin olduğu bölgeye ulaşıyoruz. Burası 13’ cü yüzyıldan kalma bir kraliyet bastidesi (Villasi) tabi bugün turistlik mekanlardan biri. Hem hediyelik eşya, hemde bölgenin en popüler yiyeceği olan kaz etinden konservelerin satıldığı dükkanlar var. Carsac 1Bunların en meşhuru kaz ciğeri özel olarak belli bir yaştan sonra zavallı hayvanları dar bir kafeste tutarak ve günde birçok kez zorla besleyerek yetiştiriyorlarmış. Birde bölgeye has şaraplar dükkanların vitrinlerini süsleyen bir diğer öge.

 
 
 
 
Domme, Dordogne nehrini yukardan gören süper bir manzara sahip. Yolumuza devam şimdi sırada ise La Roque-Gageac var.
              
 
Iki kafadarlar DommeDommeLa Roque-Gageac Dordogne nehri kenarında uzanan kayalara yapışmış bir şekilde inşa edilmiş bir başka orta çağa ait güzel mi güzel bir kasaba. Kasabadan geçen yol anca iki arabanın yan yana geçebileceği genişlikte.Dordogne Ama kasabanın hemen girişinde hem arabanızı park edebileceğiniz hemde bir şeyler atıştırmak için oturabileceğiniz gölgede masaların bulunduğu bir park alanı mevcut. Dordogne nehrinde bir sürü kano görüyoruz. Ayrıca bazı küçük nehir tekneleri turlar düzenliyorlar. Burada soluklanıp birşeyler atıştırıyoruz bizde. Hava güzel, manzara düşünmediğimiz kadar etkileyici…La Roque-Gageac
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Artık kamp alanına doğru geri dönüş yoluna geçiyoruz. Yeni yerler görmek niyeti ile geldiğimiz yoldan değilde Sarlat doğru yol tabelalarını ve navigasyon cihazımızın takip ederek ileriyoruz. İniş çıkışı ile toplam 38 km yol kat ederek kamp alanına dönüyoruz. Yorulmuşuz mayolarımızı giyip bizde kendimize havuza atıyoruz. Bir hayli dinlendirici geliyor.
 
Sarlatfrence vine & ocaDuş aldıktan sonra hazırlanıp Sarlat’ a araba ile iniyoruz. Sarlat’ ta bir hayli kalabalık. Burası da ortaçağ şovalyelerinin mekanlarından biri. Kasabanın bir bölümü trafiğe kapalı, yaya yolunda rahatca yürüyerek etrafı seyre dalıyoruz. Sokak ressamları, müzisyenleri ve jimlastikleri ile ortam oldukça renkli
Sarlat 1
Kasaba çok kücük değil. Bir çok restaurant ve bar var. Bir barda oturup birer aperatif Pastis içiyoruz. Pastis bizin rakıya benzer bir alkollu içecek sadece rengi biraz sarı ama su ile karıştırılınca gene beyaz oluyor. Pastisi bizim gibi su ile karıştırarak yada değişik meyve şurupları ile karıştırarak hazırladıkları aperatifle şeklinde tüketmekteler.
Kamp alanımıza dönüp akşam yemeğimizi yiyoruz ve kamp alanının hemen dışındaki minik sevimli kasabacıkta bir tur atıyoruz.
İşte bizim bütün günki gezimizden sizler için küçük bir tur…
 

Gece bir ara gene  oldukça serin oluyor.


9 Ağustos 2010 Pazartesi

Uzun Bir Tatil 1

Herkese merhaba  Smile
Uzunca bir süreden beridir uzun bir yolculuğa çıkmamıştık işte tam vakti….
Bu seneki yolculuğumuzun rotasını Fransa’nın batısına yani Aquitain’ ya  ya ve kuzey İspanya’ya çeviriyoruz.
İşte size yol haritamız….
Bu seneki turumuzda bizi yürüyen evimiz konuk ediyor. Şimdi oda ne demeyin karavanları bilirsiniz ama Türkiyede görmediğimiz bir başka tür transporterlar avrupada çok kullanılıyor. Bu araçları tasarlayan şirketlerden birinin adı WestFalia bu tür araçlarında bir nevi ikinci adı. Volkswagen, Mercedes, Renault, Fiat marka transporter yada geniş binek araçları yürüyen küçük birer eve, karavana çeviriyor. İşte size bir kaç foto ve site.
     image                      image 
 
 
mercedes marcopolo vito
İşte böyle artık bizimde bir yürüyen evimiz oldu. Ebi
 
Eşyalarımızı hazırladık turizm bürolarına yazıp onlardan bir kaç broşür istedik, arabamızı bakımdan çıkardık artık yolculuğa hazırız…
 
Valensole-FransayaYolculuk                                           6-7-2010
İşte macera zamanı... Eşyalarımızı yükleyip, saat 15 gibi Borgo’dan yola çıktık. Nede olsa temmuz ortası hali ile bütün bir kış güneşe hasret geçirdikten sonra hava bize oldukça sıcak geliyor 29-30C. Yolumuz gene Colle della Maddalena’ dan fransızların tabiri ile Col de Larche’ dan geçiyor. Buranın yüksekliği yaklaşık 2000m kadar var. Yol boyuncada sıcaklık hali ile 25 C derecelere düştü. Bu sene inşallah lavanta tarlalarını çicekleri ile göreceğiz. Zira her geçisimizde elimiz boş dönmüştük. Ya çok erken, ya da çok geç idi. Fransanın bu güzel bölgesinin adı Valensole. 
Valensole 2 Yol boyunca bize mormor lavanta tarlaları eşlik ediyor. Bu durumda hali ile çevrede arı kovanı gibi. Alerjisi olanlar pencereleri geçerken kapatmayı unutmasınlar riza arabanın camına çarpanların bile sayısıValensole 1 kayda değerdi.
 
 
 
 
 
 
 
Apt  Camping AlafermeSaat 18 40 gibi Valensole’ deydik havanın çok sıcak oluşuna rağmen hala enerjimiz olmasında dolayı yarım saat daha yol alıp Apt’ a gitmeye karar verdik. Yolda hep Provence tarzı kasabalardan geçiyorduk. Toprağın rengine boyanmış panjurları ise bölgenin çiceklerinin renginde boyalı şirin taş evler. Yolda bu tarz bir çiftlik evinden kamp alanına dönüştürülmüş Camping Alaferme yazısını görüp bu gece orada konaklamaya karar veriyoruz.
Apt  Camping Alaferme 3
Apt  Camping Alaferme 4                                                                       Apt  Camping Alaferme 5
 
Apt  Camping Alaferme 2
Buraya bir gece için arabamız ve biz dahil 15euro ödüyoruz. Çevrede meyve ağaçları ve göz alabildiğine yayılan üzüm bağları var. Kamping ise alabildiğine sakin. Birkaç aile... Gece tek ses yaylada ötüşen cırcır böceklerinden geliyor. Gece ısı güneşin batışıyla düşüyor. Gündüz ki sıcağa karşın gece uyku tulumlarımızın içinde bir uyku çekiyoruz.
 
Apt- Millau- Sarlat                                                           17-7-2010
Sabah güneşle uyandık hava sıcak güzel bir gün. Kahvaltı etmeden toplandık ve Apt’a indik. Bugün kocaman bir pazar yeri kurulmuş. Renkli tezgahlar, değişik tipte yiyecekler, giyecekler herşey var.

Apt Mercato

 


AptKisKahvaltımızı bölgeye has ‘Kiş’ler ile yapmaya karar veriyoruz. Bir meyveli birde ıspanaklı kiş lütfen bize...
Tekrar yolumuza devam ediyoruz. Bugün uzun bir gün olacak yaklaşık 7 saatlık bir yolumuz var hedefimiz Sarlat’ a ulaşmak.
 
 
Apt 1 Yol boyunca hem havanın ısısı hemde manzara yavaş yavaş değişiyor. Bır ara 34,5 derece olan ısı bir ara 22,5 derecelere düşüyor. Geçtiğimiz yol üzerindeki evlerin yapıları değişiyor. Provence’ deki renkli panjurlu taş evlerin yerine çatıları daha bir üçgen daha sade renkli evler bizi karşılıyor.
Saat 17 gibi Millau’ dan geçiyoruz. Aslında şehrin içine girmiyoruz ama söylenene göre Avrupanın en yüksek köprüsünü bir mola noktasından seyrediyoruz. Mc Donalds’ da bır yemek molası veriyoruz her zaman için oldukça ekonomik bir yöntem:) Milliau bridge
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yolumuza devam ediyoruz yaklaşık 1 saatlik yolumuz kaldı Sarlat’ a varmaya. İtalya’nın Kuzey batısı ve Fransa’nın güneyi eski dönemlerde başka bir uygarlığa ev sahipliği etmiş bu kültürün izleri halen daha korunmakta gerek geleneksel gerekse dil olarak. Bu kültürün türkçe ismi Oksitanya (İtalyanca Occitania). Yol boyunca geçtiğimiz kasabalardaki kalelerde de bayraklarını görüyoruz. Ayrıca pek çok yapay gölün kıyısından da geçiyoruz.
Sarlat’ a varıyoruz, ama çevrede daha düz ayak  bisikletlerimizle şehir merkezine inebilecek bir kamping çok arıyoruz. En sonunda en uygun olarak Camping Les Acacias’ ı seçiyoruz. Oooh artık dinlenme vakti….